7 Eylül 2012 Cuma

Kızım senin yıldızın düşük...

Hayatımda uzun süredir yer edinmiş, gitmeye de hiç acelesi olmayan yıldız düşüklüğü, nazar değmesi, basiretsizlik, elimi nereye atsam kuruması hali.

Yaşlılar kadar sık düşüyor, dizlerime buzlar koyuyor, kendimi her 3-4 ayda bir MR'in, tomografinin içerisinde buluyor, zehirleniyor, olan biten için Allah beterinden saklasın diyerek kafamı suyun üstünde tutmaya çalışıyorum.

Annemin isteğiyle bir kez mevlüt okutmuşluğum, babamın isteğiyle bir kez kurban kestirmişliğim, teyzemin ısrarla felak nas surelerini elime tutuşturmuşluğu, kayınvalidemin ise kızım senin yıldızın düşük, nazar boncuğu tak, bir ortama girdiğinde çaktırmadan insanların yüzüne nas felak surelerini  oku demişliği var.

Çocukluğumda nenemin benim için haftada bir kurşun dökerdi. Aslında severdim kurşun döktürmeyi. Nenem başımın üstüne beyaz bir tülbent tutar, dualar okuyarak kafamın üzerindeki bir tas suyun içerisine kurşun dökerdi. Pıstttt diye bir ses çıkar, nenem de çıkan şekli yorumlar, çıkan şekle bir nevi tükürür, içinden dualar okur, yüzüme karşı üflerdi. Nenem öldükten sonra bir daha hiç kurşun döktürmedim.

İş arkadaşım basiretimiz bağlanmış bizim diyor. İş yerinde en zor işler genelde bizi bulur, koordinasyon organizasyon son dakika sunum tablo hazırlama gibi en pis işler bize verilir. Eşim senin hayatın da böyle geçecekmiş, hayatını olduğu gibi kabul etmelisin diyor.

Nasıl yaklaşsam da hayatımdaki bu basiretsizliği geride bıraksam üzerine zaman zaman düşünmedim değil, bazı somut adımlar da attım: Yoğun talep üzerine Aykut Oğut'un Evrenden Torpilim Var adlı kitabı okudum, yazılanları uygulamaya çalıştım, pek olmadı. Tam inanmadığım için olmadığını söylediler. Secret ve Küçük Mucizeler Dükkanına hiç katlanamazdım herhalde.

Şu aralar olan bitene olması gerekiyor ki oldu, her olan olmayan da bir hayır vardır diyorum. İnanmıyor da değilim. İçten içe düşmeseydim, zehirlenmeseydim, şu bu aksilik olmasaydı daha iyi olurdu elbet diye içimden geçirmiyor değilim,

Sanırım en çok eşimin söylediklerine yakınım, hayatla zıtlaşmayı bıraktığımda, o da beni rahat bırakır. Uzlaşma zamanı...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder